Ben seçmenim ( Milletim Seçmenim ) asilim onlar ise adı üzerinde milletin vekili benim olmadığım yerde bana vekalet ederler.

TÜRKİYE 2023 yılına kadar devam edecek seçim sürecine giriyor.
Önümüzdeki yıl  yerel yönetimler yeniden belirlenecek. Sonrasında cumhurbaşkanlığı ve genel seçimler. Özetle soluk soluğa bir siyasi gündem bizleri bekliyor.

AK Parti 2002 yılından beri iktidarda. Siyasetin doğasında olan yıpranmanın, normalde AK Parti’yi etkilemeye başlıyor olması lazım.

Ancak anketler hiçte böylesi bir durumu işaret etmiyor. 

 Avrupa-Amerika eksenli bir ekonomik kriz ülkeyi etkilemeye başladı, Kürt meselesinde durum karmakarışık, Suriye’de kamuoyu yanlış politikalar izlendiğini düşünüyor, tüm bu ve benzeri handikaplara rağmen iktidar halkın teveccühünü kaybetmemiş gözüküyor.

Bu durumun en önemli sebeplerinden biri CHP dir.  hepimizin gözü önünde cereyan eden parçalı yapısı ile Sn.Kılıçdaroğlu mevcut oy oranını korumak için özel bir gayret sarfettiği söylenebilir. 

Hal böyle olunca dikkatler yine AK Parti’ye yöneliyor.
AK Parti, şimdiye kadar yaptıkları ve yapamadıklarıyla bir çizgi çizmek ve yeni bir şeyler söylemek ihtiyacını duymaktadır. 
Yönetim kadrolarını büyük ölçüde değiştiriyorlar.

Kadrolarını yenilerken dikkat etmesi gereken hususlardan bir tanesi eski kadroların eksikliklerini seçmeninin sesine kulak vererek gidermesi  gerekir.

 önemli temel sorunlarda tereddütler tam giderilememiş, bazılarında açık başarısızlıkları var, başardıklarıyla halen yüzde 50 nin üzerinde oy oranını tutuyorlar .

Dolayısıyla yepyeni bir söylemde, tekrar güven tazelemek ve seçmenine heyecan verme mecburiyetindeler.

Halk AK Parti kongrelerini büyük bir dikkatle izlemektedir.

Halkın nabzını iyi analiz etmek lazım yapılan kongre seçimlerinde maalesef bazı liyakat sız kişilere görev tevdi edilmekte ,seçmen partili olsa bile bu tür kişilere tepkilerini sandıkta veriyor. AK Parti seçmeni bu güne kadar bu tür olumsuzluklara sabırla göğüs gerdi.

Fakat yaptığımız araştırmalar önümüzdeki seçimde seçmenin tepkisi sabrının tükendiğini göstermektedir.

Bakın bu araştırmamızın  sonucunu bir kalemde silip atmamak gerekir.

2015 seçim sonuçlarına baktığımız zaman yurtdışı ve gümrük kapıları dahil 18 milyon 863 bin 832 seçmenin oyunu alan AK Parti yüzde 40,87 ile milletvekili seçimlerinin birinci partisi oldu.

İkinci parti ise yurtiçi, yurtdışı ve gümrük kapılarında sandık başına giden 11 milyon 518 bin 404 seçmenin oyu ile CHP oldu.

Türkiye genelinde yüzde 24,95 oy alan CHP’yi, 7 milyon 519 bin 103 seçmenin oyu ile MHP izledi. MHP, yurtiçi, yurtdışı ve gümrük kapılarında sandık başına giden seçmenin oyuyla yüzde 16,29’luk dilimle Meclis’e 3. sırada giren siyasi parti oldu.

 Seçimlere ilk kez parti olarak katılan HDP ise 6 milyon 58 bin 150 seçmenin oyu ile yüzde 10’lu barajı aşarak, 13,12’lik orana ulaştı. Seçime Saadet Partisi ile ittifak yaparak giren SP-BBP ise 949 bin 893 seçmenin oyunu aldı. Bu ittifakın oranı ise yüzde 2,06 oldu.

Bağımsız olarak seçime giren 165 milletvekili adayı, 488 bin 187 seçmenin oyunu aldı

. Doğu Perinçek’in genel başkanlığını yürüttüğü Vatan Partisi ise 161 bin 670 seçmenin oyunu aldığı seçimde, DSP’ye 86 bin 770 seçmen oy verdi.

AK Parti son genel seçimlerde yaklaşık yüzde 51 oy almıştı.
 belediye seçimlerinde oylar daha ziyade kazanma ihtimali olan adaylar üzerinde yoğunlaşır..! ama“yerelde ve genelde metal eskimesi” kavramını AK Parti  iyi analiz etmeli. özellikle daha önce görev almış kişileri yorgunluktan  ayıklamalı ve her dönen aday adayı olup da adaylık verilmeyen şahısları deyim yerindeyse oturdukları yerde metal yorgunluğundan pas tutukları için kesinlikle aday gösterilmemesini düşünüyorum.

 Özellikle doğu ve güney doğuda seçimden seçime piyasaya çıkan yerinde oturarak sözde siyaset yapan  pas tutmuş siyasetçiler rant peşinde olan kişiler gözle görülmektedir. onlara sorsanız 7/24 hizmet ettiklerini söylerler.

Ve her seçimde aday adayı olurlar bunlara kesinlikle başkanlık ve vekillik adaylığı  verilmemesi gerektiğini düşünüyorum.okuyucularımızın bir kısmını duyar gibiyim partiler aday adaylarını seçerken sana mı  soracaklar? Evet keşke bana sorsalar ve referans verme görevini ben  yerine getirsem ne güzel olurdu.en azından vasıfsız hantal olanları ayıklardım.  aynı durum diğer partiler içinde geçerlidir.

Şunu unutmamak gerek seçimler en az altı ay erken yapılmalı.

Niyemi? O da ayrı bir avantaj