Kırmızı Pazartesi” yıllar önce okumuştum..unutamadığım birkaç romandan biri
çünkü Yazar Gabriel Marquez’in yaşadığı kasabada bir cinayet işleniyor ve kasaba halkının çoğuna akraba olan yazar tanık olduğu gercek bir cinayet olayını anlatır..
kırmızı pazartesi okuyanlar Narin olayından hemen hatırlar
bir namus Cinayetin işleneceğini bütün kasabanın bildiği ama hiç kimsenin engel olamadığı engel olmak için çaba göstermedikleri ve bütün kasabanın sustuğu bir cinayet olayı ile çağrıştırır
romanı okurken İşleneceği bu kadar açıkça duyurulmuş bir cinayet olamazdı diye düşünürsünüz
ama cinayet işlenene kadar gizlendi ..gizlenen cinayet gerçekleştiğinde ise herkesin gözü önünde açıkta işlendi..
gizlilik böyle mi aşikar olmalıydı ?
Cinayet sonrası kasaba eskisi gibi olmadı  Cinayeti işleyenler kasabadan uzaklaştı ölünün yakınları ise kasabayı terketti
anılar haksızlık pişmanlık peşlerini bırakmadı
herkes kendine olaydan bir suç buluyordu
Vicdanı ile baş başa kalanlar engel olmak için bir adım atmadıklarından birbirlerini suçladılar ..
suçlama ve pişmanlıklar o kadar büyüdü ki kasabanın o eski ahengi eğlencesi güveni kalmamıştı .
bu değerler bitince de ortak yaşam amacı da kalamazdı ..
kasaba boşaldı ve cinayetin işleneceğini bildikleri halde engellemedikleri cinayetin birer suçluları gibi kriminal bir hayat sürdürdüler ömürlerinin geri kalanını
engel olmamak susmak cinayete ortak olmaktı bunu sonra anladılar
kasaba bir bütün olarak cezalandı..
kasaba boşaldı.